Skip links

Doğum Haritamızdaki Karmik Göstergeler

Karma inancına göre, geçmiş yaşamdan bugüne taşıdığımız borçlar, bir nevi ikmale kaldığımız derslerin izlerini doğum haritalarımızda görmek mümkündür. Elbette geçmiş yaşamların bir ispatı olmamakla birlikte karma konusu aslında bir inanç meselesidir.

Bugün yaşantımızda zorlandığımız, engel veya zorluklarla karşılaştığımız, bize ağır gelen veya düğüm düğüm olmuş konuları düşündüğümüzde ve doğum haritamızda bu konuları sembolize eden göstergelere baktığımızda paralellik görüyor ve bu inancı daha yakından sorgulamaya başlıyoruz. Ancak karma inancına yakın olmayanlar için, derslerimde de belirttiğim üzere köklerimizden yani atalarımızdan gelen bir miras olarak da değerlendiriyoruz.

Günümüzde bir çoğumuzun “karma” olarak adlandırdığı bu duruma ben de, hem kendi gelişimim hem de derslerimde Psikanalizin babası Sigmund Freud’un da öğrencisi olan Jungyen bakış açısı ile; yani insan ruhunun üç katmanını oluşturan bilinç, kişisel bilinçdışı ve kolektif bilinçdışı ile değerlendiriyorum. “Dedesi erik yemiş, torununun dişi kamaşmış” sözünde de değinildiği gibi, atalarımızdan istemsizce etkileniyoruz. Genetik aktarımın nesiller arası kişilik oluşumundaki etkileri yadsınamaz. Bilinçaltımız ve ruhumuz, geçmişin izlerini belki hiç farkında olmasak da, bugünümüze taşıyor. Birçok korkumuzun ve davranış modelimizin temelinde geçmişte yaşananlar yatıyor. Bugün bilincimiz ve ruhumuz tam olarak hatırlamasa bile, çoğu zaman anlam veremediğimiz veya nereden geldiği belli olmayan korkular şeklinde bunu yansıtıyor.

Hatta bu aktarımın içinde sadece kişisel değil kolektif bilinçten de getirdiklerimiz yer alıyor. Örneğin, bugün insanlık adına bir hastalığın ilacını geliştirmek üzere çalışan bir kişi, yıllar öncesine gidildiğinde atalarının benzer bir hastalıktan dolayı yaşadığı acıların can yakıcılığını bilinçaltında taşıyarak bugün bu yaşam planına getiriyor. Veya kişi, yüksekten düşmekle ilgili hiçbir deneyim yaşamamış ve etrafında da şahit olmamasına rağmen ciddi anlamda bir yükseklik korkusuna sahip olabiliyor. Ancak geriye dönüp bakıldığında, atalarında böyle bir hikaye ile karşılaşıyoruz.

Carl Jung, insanların gösterdiği davranış, duygu ve düşüncelerin yalnızca bireyin kendi deneyimlerine ya da geçmiş yaşantılarına dayanmadığını, belki de bunların arkasında bireyin atalarından miras kalan duygu, düşünce, davranış ya da içgüdülerin olabileceğini bizlere göstermiştir. Mark Wolynn, bir travmanın tekrarlanmasının her zaman asıl olayın tam kopyası olmayabileceğini gerçek hayat hikayelerine dayandırarak anlatıyor. Örneğin, birinin suç işlediği bir ailede daha sonraki nesilde doğan biri, hiç fark etmeden o suçun bedelini ödeyebiliyor.

John, hapishaneden çıktıktan sonra Mark Wolynn’i görmeye gidiyor. İşlemediğini iddia ettiği zimmetine para geçirme suçu nedeniyle üç yıl boyunca hapishanede yattığını anlatıyor. Duruşmada suçlamayı reddetmesine rağmen aleyhindeki kanıtların ağırlığı nedeniyle avukatı tarafından suçu itiraf ederek ceza indirimi almayı kabul etmesi tavsiye ediliyor. Aile geçmişine bakıldığında, bir önceki nesilde babasının iş ortağı tarafından suçlandığı fakat duruşmada ayrıntılara dayanarak suçsuz bulunup beraat ettiği ortaya çıkıyor. Ailedeki herkes babasının suçlu olduğunu biliyor ancak kimse bununla ilgili konuşmuyor. John’un mahkeme önünde yargılandığında babasıyla aynı yaşta olması ata aktarımının bir göstergesi. Adalet yerini buluyor, yanlış kişi bedelini ödüyor ama mutlaka ödeniyor. Hoşumuza gitse de gitmese de, istesek de istemesek de ailemizin hikayesi bizim hikayemiz olabiliyor. Bu hikayeleri görmezden gelmek ve reddetmek bizi kendimizi bulma yolculuğumuzdan uzaklaştırıyor.

Yine Jung’un dediği gibi: “Siz bilinçaltınızı bilince dönüştürene kadar, o sizin hayatınızı yönlendirecek ve siz ona kader diyeceksiniz.”

Astrolojik olarak doğum haritalarına baktığımız danışanlarımızda da bu izleri semboller aracılığıyla okuyabiliyoruz. İlişkiler konusunda bir türlü dikiş tutturamayan, birlikteliğinde kişinin adeta burnunun direğini sızlatan zorlu deneyimler yaşayan, özel hayatı söz konusu olduğunda çeşitli entrikalar, şanssızlıklar veya yılan hikayelerinin içinde bulunan kişilerin doğum haritasına baktığımızda, ilişkileri sembolize eden gezegenin haritada çoğunlukla zorlu bir yerleşimde olduğunu görüyoruz.

Veya parayı kazanma, yönetme ile ilgili büyük korkular yaşayan bir kişinin haritasında, geçmiş yaşam planlarından getirdiği kıtlık bilinci, iflaslar, borçlar yüzünden zorlu geçmiş yaşam deneyimlerini yine astrolojik sembolikler aracılığıyla görebiliyoruz. Bu anlamda, doğum haritamızdaki Satürn, zaten karmanın gezegeni olarak ele alınır. Satürn, özellikle ata karması ile ilgili pek çok bilgi verirken, kişisel anlamda geçmiş yaşamda sınıfta kaldığımız derslerin, yerine getirmekten kaçınılmış sorumlulukların bugünkü yaşam planımızda karşımıza ne gibi engel ve zorluklar çıkardığını gösteriyor. Keza, haritamızda kişisel gezegenlerin retro oluşu kişisel karmaya, kolektif gezegenlerin retrosu da kolektif karmaya dair izleri anlatıyor.

Doğum haritasını “evler” üzerinden değerlendirdiğimizde, kapalı evler olan 4., 8. ve 12. ev ve varsa bu evde yer alan gezegenler kişisel ve kolektif bilinçaltımızdan, atalardan getirdiğimiz konulara vurgu yapıyor. Ayrıca, doğum haritamızda karma ve kader yolculuğumuzu yani nereden gelip nereye doğru gittiğimizi gösteren “Ay Düğümleri” de haritayı bu anlamda değerlendirebileceğimiz en önemli göstergelerden biridir. Geçmiş yaşamlardan bugüne “ruhumuzun gen havuzunu” gösteren Güney Düğüm, karma inancına sahip olanlar için geçmişteki karmik deneyimlerimizi anlatırken, bu inanca uzak olanlar için atalardan getirdiğimiz aktarımları gösteriyor. Elbette Güney Düğüm içinde yanlış bilinen ve korkulanın aksine yeteneklerimiz, yapmayı en iyi becerdiğimiz özelliklerimiz de yer alıyor. Kuzey Düğüm ise, bugün bu yaşam planında kazanmamız ve geliştirmemiz gereken kişilik özellikleri ve davranış modelleri hakkında bilgi veriyor.

Keza doğum haritamızdaki Ay’ın önceki açıları geçmiş, önünde yapacağı açılar ise sürdürmekte olduğumuz yaşamın geleceğine dair pek çok bilgi barındırıyor. En bilinen bakış açıları ve göstergeler bunlar olmasına rağmen; aslında bir doğum haritası, o veya bu gösterge ayırt etmeksizin, element ve niteliklerinden tutun da haritada öne çıkan bir gösterge veya vurguya kadar pek çok parametre ile bize bu anlamda yol gösterici olabiliyor.

Doğum haritanızdaki bu etkileri anlamlandırmak veya Karma Astroloji Eğitimi almak için mail üzerinden iletişime geçebilirsiniz.

Keşfet
Sürükle